NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
النُّفَيْلِيُّ
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ
بْنُ
سَلَمَةَ
عَنْ
مُحَمَّدِ بْنِ
إِسْحَقَ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
أَبِي
أُمَامَةَ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
كَعْبِ بْنِ
مَالِكٍ عَنْ
أَبِي
أُمَامَةَ
قَالَ ذَكَرَ
أَصْحَابُ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَوْمًا
عِنْدَهُ الدُّنْيَا
فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَلَا تَسْمَعُونَ
أَلَا
تَسْمَعُونَ
إِنَّ
الْبَذَاذَةَ
مِنْ
الْإِيمَانِ
إِنَّ
الْبَذَاذَةَ
مِنْ
الْإِيمَانِ
يَعْنِي
التَّقَحُّلَ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
هُوَ أَبُو
أُمَامَةَ بْنُ
ثَعْلَبَةَ
الْأَنْصَارِيُّ
Ebû Umâme (r.a)'ın şöyle
dediği rivayet edilmiştir.
Bir gün sahâbîler,
Resûlullah'ın yanında dünyayı andılar. Bunun üzerine ResûluIIah "Duyunuz
duyunuz, şüphesiz bezâze imândandır şüphesiz bezâze imandandır" buyurdu.
Râvî: Bezâze; cildin kuru olması ve perişanlıktır" der.
Ebû Davûd der ki, o (Ebû
Omâme) Ebû Ümâme b. Salebe el-Ensâri'dir.
İzah:
İbn. Mâce, Zühd
Münzirî'nin
belirttiğine göre, Ebû Amr En-Nemrî, bu hâdisin isnadında ihtilâf edildiğini,
onun için bununla ihticâcm mümkün olmadığını söyler.
Hadisin zahiri, kişinin
düşkün ve perişan bir halde görünmesinin imanın alâmeti olduğuna delâlet
etmektedir. Ebû Davûd şarihleri bu konu üzerinde hiç durmamışlardır.
Aliyy'ül-Kâri konu üzerinde durmuş. Mirkat'ta'l-ürbişti'den naklen şöyle
demiştir: "Hadisten murat şudur; tevâzû, süslenmekte aşırı gitmemek
müminlerin alâmetidir. Kişiyi bu hâle sevkeden imanıdır."
Bu izaha göre
"bezâze" den maksat tevâzû ve sadeliktir.
El-Münzirî "Eski
elbise giymek, süslenmeyi terk etmek,
tevâzû ve nefsi kibirlenmekten uzak tutmak için olursa iman ehlinin
âdetleri nderi-dir. Ama, cimrilikten dolayı veya başkalarına karşı fakir
görünmek maksadıyla olursa övülecek bir davranış değildir" der.
Eski elbise giymenin
imanın şubelerinden sayılması, insanlara eziyet veren şeyleri yoldan atmaya
benzer. Yani nasıl ki insanlara eziyet veren şeyi yoldan atmak imânın
şubelerinden ise, imâna zarar veren kibir ve buna sebep olan şeyleri izâle de
imânın şubelerindendir.